NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدُ
بْنُ
مُسَرْهَدٍ
وَسَعِيدُ
بْنُ
مَنْصُورٍ
أَنَّ
الْحَارِثَ بْنَ
عُبَيْدٍ
حَدَّثَهُمْ
عَنْ أَبِي
عِمْرَانَ
الْجَوْنِيِّ
عَنْ
طَلْحَةَ
عَنْ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا
قَالَتْ
قُلْتُ يَا
رَسُولَ اللَّهِ
إِنَّ لِي
جَارَيْنِ
بِأَيِّهِمَا
أَبْدَأُ
قَالَ
بِأَدْنَاهُمَا
بَابًا قَالَ أَبُو
دَاوُد قَالَ
شُعْبَةُ فِي
هَذَا الْحَدِيثِ
طَلْحَةُ
رَجُلٌ مِنْ
قُرَيْشٍ
Âişe (r.anhâ)'den
demiştir ki:
Ben (Nebi s.a.v.'e:)
Ey Allah'ın Resulü!
Benim iki tane komşum var. (Ziyaret etmem veya hediye vermem icab ettiği zaman
bunların) hangisinden başlayayım? dedim de,
Kapısı en yakın olandan,
buyurdu.
İzah:
Buhari, edeb, şüf'a,
hibe
Ebu Davuddedi ki: Şu'be
bu hadisi rivayetinde: "Talka Kureyş'ten bir adamdır" dedi.
Bir semtte yaşayan
kimselerin kaç haneye kadar birbirlerine
komşu sayıldıkları, komşuluk sınırının nereye kadar uzandığını (5155) nolu
hadisin şerhinde açıklamıştık.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifte ise, komşuluk haklarından olan iyi geçinmek, içinde
bulundukları hale göre yardımlarına koşmak, kendileri için hayır dilemek
kendilerine gelecek zararları önlemeye çalışmak ve nasihat etmek gibi hakları
yerine getirirken öncelik hakkının kapısı en yakın olan komşuya ait olduğunu
ifade etmektedir.
Ulemadan bazılarına
göre mevzumuzu teşkil eden bu hadis: "Allah'a ibadet edin. Ona hiçbir şeyi
ortak koşmayın. Ana babaya, yakınlara, yetimlere düşkünlere, yakın komşuya,
uzak komşuya, yakın arkadaşa yolcuya ve elinizin altında bulunanlara iyilik
edin..."[Nisa 35] ayet-i kerimesinde geçen "yakın komşu"
tabirinin bir tefsiridir. Buna göre yakın komşudan maksat kapısı en yakın olan
komşudur. Yine aynı ayet-i kerimede geçen "uzak komşu"dan maksat da
kapısı uzak olan komşudur ve her komşu, şuf'a hakkına sahiptir. Çünkü Hz. Nebi:
"Komşu şuf asına (başlarından) daha çok müstehaktır"
buyurmuştur.[Buhari, hiyel; Ahmed b. Hanbel, VI, 390.]
Fakat-mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerif, bu görüşte olan ulemanın aleyhing Pir rierüdir. ÇünKü mevzumuzu
teşkil eden hadis-i şerifte komşuluktan doğan haklara birinci derecede müstehak
olanların duvar duvara bitişik komşular olduğu ifade edilmektedir. İbn
el-Münzir'in açıklamasına göre bu hadis-i şerif komşuluğun duvar duvara
bitişik olmayan yakın çevre için de cari olduğuna delalet etmektedir. Ulemanın
büyük çoğunluğu da bu görüştedir. Binaenaleyh şüf'a hakkına en müstehak olan
en yakın komşudur. O bu hakkından feragat edince bu hak yakınlık sırasına göre
diğer komşulara intikal eder. Fakat İmam Ebu Hanife bu hususta ayrı bir görüş
ileri sürerek bitişik olan komşudan başka hiçbir kimsenin şuf'a hakkına sahip
olamayacağını söylemiştir.[Kurtubi, el Cami li âhkami'l-Kur'an, V, 184-185.]
Hafız el-Münzirî'nin
açıklamasına göre mevzumuzu teşkil eden hadisin senedinde bulunan Talha'dan
maksat Talha b. Abdullah b. Osman b. Ubeydullah b. Ma'mer el-Kureşi
et-Teymî'dir.
Musannif Ebu Davud da
metnin sonuna ilave ettiği açıklama ile bunu ifade etmek istemiştir.